ŞEHİR MİMARİSİNİN İNSAN SAĞLIĞINA ETKİSİ

Günlük hayatta bizleri bunaltan ancak araştırılmadığı sürece farkına varamadığımız geniş kapsamlı ve tarihi bir problem var. Yaşadığınız muhit, şehir, ülke, coğrafya fark etmeden ve insan ayırmadan psikolojimiz etkileniyor bu durumdan.

Şehir mimarisi dediğimiz kavramın birey psikolojisine dolayısıyla sağlığına doğrudan etkisi var. Araştırmalara göre karmaşık ve muntazam biçimde olmayan binalar mental olarak bizlere daha iyi geliyor. Aksi mimarilerden bahsedecek olursak belli bir tertip içinde olan uzun, geniş nasıl isimlendirildiği önemli değil. İnsan ilişkilerine belli bir boyutta ket vuruyor. Her sosyal insanın gün içerisinde en az 7 kişiyle iletişime girmesi gerekirken, bahsettiğimiz binalar yüzünden bireyler yalnızlaşmaya bununla beraber çeşitli psikolojik rahatsızlıklara baş etmek durumunda kalıyor. Şehirde yaşayan insanların köylük beldelerde yaşayanlara göre depresyon riskinin daha fazla olduğunu duymuşsunuzdur. Bunun sebebi bir yandan insanlara küçük yaşta binen “sosyal stres” diye adlandırdığımız çevreyle sosyalleşememek de denilebilen bir olgu.

YEŞİL ZEVKTEN ÇOK İHTİYAÇTI.

Yeşilden mahrum kalmak da bir huzursuzluk sebebidir. İçgüdümüz ve tabiatımız gereği tabiatımızdan büyük ölçüde mahrum kalmak mental sağlığımız için bir hayli önemlidir. Şimdiye kadar anlattığım problemlerin karşısına çıkan en büyük örnek Kanada isimli ülkenin Vancouver şehri, bu şehirde her binanın denize, ormana vs. manzarası olması gerekiyor. Olur da giderseniz, Dünya’da yaşadığınızı her zamankinden daha fazla hissedeceksiniz.

Netice itibariyle toparlayacak olursak elimizde olmayan sebeplerle geçiştirdiğimiz rahatsızlıkların elimizde olduğunu naçizane anlatmaya çalıştım. Sağlıklı geleceklere…

You may also like

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.